29 Kasım 2011 Salı

Elma Sirkesi Yapmayı Öğrenmeliyim

Hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. Bunu anlamak için çok zeki falan da olmaya gerek yok. İnandığım her şeyin yerle bir olduğunu gördüm ben. Bununla övünecek kadar zavallı değilim. Şimdilerde inanmaktan vazgeçtim, desem yalan söylemiş olurum. Hâlâ inanıyorum ve bunu çok salakça buluyorum. Şu sıralar çaya, kahve kokusuna, menekşelere falan inanıyorum. Kitaplara, filmlere, şarkılara ve aşklara inanmaktan vazgeçtiğimi duymak kimseyi şaşırtmaz sanıyorum.
Yağmur yağsın istiyorum, bu şehrin kuru ayazından nefret ediyorum. Ömrüm boyunca aynı şehirde yaşamış olmaktan da nefret ediyorum. Konuşmak gelmiyor bu aralar içimden. Bu halimi depresyona bağlamaya çalışacaklara katıla katıla gülüyorum. Yorgunum, yorgunluğumun öyle matah bir sebebi de yok üstelik. Durmak istiyorum, sadece durmak.
Akşamüstleri sokaktan kediler geçsin istiyorum. Mutfak penceresinde küçük menekşe saksıları olsun istiyorum. Oysa ben çiçeklere su vermeyi unuturum. Madredeus dinlemek istiyorum ya da Jehan Barbur. Jehan Barbur konserine gitmek istiyorum, o konsere sevgilimle gitmek istiyorum. Oysa sevgilim çoktan gitti Jehan’ı dinleyemeye başka biriyle. Bunu evet sadece bunu kıskanıyorum. Doktor yola çıkamayacağımı söylüyor; ama ben gece yarısı otobüse binmek istiyorum, uzaklaşmak istiyorum. Deniz kokusu falan bahane ben başka bir şehir istiyorum.
Kutu gibi bir ev hayal ediyorum. Çiçeklere su vermeyi unutacağımı bile bile balkonda sakız sardunyalar olsun istiyorum. Dostlarıma güzel yemekler yapayım istiyorum, evimden misafir eksik olmasın istiyorum. Kitaplara dalmak istiyorum, tekrar öykü yazayım istiyorum. Yağmur yağsın istiyorum.
Ben biraz durmak istiyorum. Hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. Bunu göz ardı ederek yaşamanın yolunu bulmak istiyorum. Seslerden yoruldum, çok mu saçma bu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder