29 Kasım 2011 Salı

Yemek Tarifi Defterleri Her Eve Lazım, Değil mi?

Her şeyin birbirine karıştığı zamanlardan söz etmiştim, çok değil daha bir-iki gün önce. Doğruyla yanlışın, iyiyle kötünün çoktan birbirine karıştığı bir zamanda ben inceliklerden falan da söz etmiştim. Çocukluk işte.
Canım sıkılıyor; öyle gelip geçici bir can sıkıntısı değil mevzubahis olan. Şöyle sağlam, göğüs kafesinde kocaman bir taş varmış da zor nefes alıyormuşsun gibi bir can sıkıntısı yaşanan. Hani içinden tek kelam etmek gelmez ya. Hani kimseyi görmek istemezsin, kitapların işe yarayacağını ummaktan çok önce vazgeçmişsindir.
Ve her şey gibi bu can sıkıntısının da bir sonu olduğunu bilirsin. İnanmasan da içten içe bilirsin. Güneş doğana kadar uyuyamazsın, sonra derin bir nefes alıp –göğüs kafesindeki o kocaman taşa inat derin bir nefes- kaldırırsın bedenini yataktan. Aynadaki yansımana şöyle bir bakıp geçersin. Sonra mutfağa gidip çay demlersin. Çayın kokusu iyi şeyler hatırlatır. Henüz hiçbir şey çözülmemiştir, evet canının sıkılmasına neden olan her neyse orada hayatının orta yerinde durmaya devam etmektedir. Ama sen bugün -en azından sadece bugün- onu umursamamaya çalışırsın. Görmezden gelmek iyi; ancak uygulanamaz bir öneridir. Sonra kahvaltıyı hazırlarsın. Kahvaltıdan sonra bir bardak keyif çayı doldurursun kendine. Kitaplığı düzenlemek gelir aklına, vazgeçersin hemen. Eski mektupları okursun, fotoğraflara bakarsın. Öğlen yemeği için bulgur pilavı pişirsin, domatesli biberli. Sonra yine çay demlersin. Çay her zaman iyi şeyleri hatırlatır. Bulaşık yıkarsın ıslık çalarak. O şarkıyı hatırlamaya çalışırsın. Şarkının sözlerini hatırlasan melodisini unutursun. Can sıkıntısı arada bir yoklar bedenini. Ortada hiçbir neden olmamasına rağmen bir çözüm yolu bulacağını hissedersin. Hissediyorsan biliyorsun demektir, bunu hatırladığına sevinirsin. Akşamüstü hava biraz serinler. Ayazın nostaljisi olup olmadığını falan düşünürsün. Annenin eski yemek tarifi defterlerinden elmalı kurabiye ve tarçınlı kek tariflerine bakarsın.
Can sıkıntın geçmez belki; ama bir günü çalarsın hayattan. Eninde sonunda bir çıkış yolu bulacağından emin kendini kâbusların kollarına bırakırsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder